Mola...
Aynı yerdeyiz, evimizin penceresinden gözümüze değen ışık aynı, bu yağmur çiselemesini de duymuştuk, görmüştük penceremize değen yağmur damlalarını... Huzur bulmuşluğumuz bile var bu ambiyansta. Aynı yerdeyiz.... Ama aynı duyguları hissetmek artık güç, daha çok endişeli ve tedirginiz, ne zaman son bulacağını bilmediğimiz hatta ara ara belki hiç bitmeyecek dediğimiz bir süreçteyiz. Yarın için bir planımız yok belki de önümüzdeki bir kaç ay için. Sanırım bir molaya ihtiyacı vardı çoğumuzun, bir cevap mıydı bu olanlar? Aynı anda öylece çekip aldı bizi hayat, zamanın içinden. Belki de doğru ifade şudur; Zamanın içinde değilmişiz gibi. Ahmet Hamdi Tanpınar şöyle ifade etmiş bir dönem ki ruhiyetini;
"Ne içindeyim zamanın
Ne de büsbütün dışında
Yekpare geniş bir anın
Parçalanmış akışında"
Aynı hislerimi paylaşıyoruz şu an onunla bilmiyorum ama belki bu mısralar değiyordur içimize... Ömrümüzden gün eksilmeye devam ediyor zaman durmadı bizim için, gün geceyi yine buluyor, güneş de doğuyor inadına. Ama yirmi dört saatin tamamına bile fazla gelen planlarımıza artık mola, uzun bir mola. Zaman durmadı bizim için, biz zamanın dışına süpürüldük yani yarın olacak ama bizim yarın için bir planımız olmayacak... Uzun bir mola... Özümüze dönmek, ruhumuzu beslemek için, zamanın dışındayken bile yanımızda kalmış olanlar ya da yanında kalıverdiklerimizle kucaklaşmak için bir mola...
Etiketler: karantina, korona, mola